Sözlü Dua

Dua, Allah ile kalbin sohbetidir. Dua, yalnız O'na yönelmektir. Dua, yalnız O'ndan istemektir. Dua, ibadetin özüdür.

"Elimden geleni yapmaya çalıştım. Şimdi bu çaresiz, aciz elleri sana açtım.
Çünkü verecek ve alacak olan ancak Sen'sin Rabbim..." Bilinciyle başlamalıyız duaya...

İstediğimiz şey hayır ise kabul olmasını istemeliyiz. Eğer hayırlı değilse istenen, duanın kabul olmaması, bizim için hayırlıdır. Biz istiyoruz ama bilmiyoruz, herşeyi bilen O'dur!

Duanın kabul olması durumunda da Allah'a şükretmeyi unutmamalıyız. Zorda olduğunda Allah'a dua edip, lütfuna şükretmeyip yine eskisi gibi yaşamak müşriklerin adetidir.
Sıkıntılarımızı Allah'a arz ettikten sonra, Rabbimiz sıkıntımızı giderdiğinde ayette geçen müşrikler gibi yapmamalı ve istediğimize ulaştığımızda bu ayeti aklımızın bir köşesinde tutmalıyız;

"Fakat gemiye binip de (tehlike hissettikleri) zaman, inancı batıldan arındırıp dini yalnız O'na has kılarak başlarlar Allah'a yalvarıp yakarmaya; ne ki O kendilerini sağ salim karaya çıkarır çıkarmaz, aynı kimseler başlarlar O'na ortak koşmaya. (Ankebût 65)

O kimselerden olmamak için şükretmek, O'nu tesbih etmek boynumuzun borcudur!

Allah bize çok ama çok yakındır! Peki biz Allah'a ne kadar yakınız ? Ne kadar güveniyoruz O'na? Yoksa başkalarının referansına mı ihtiyaç duyuyoruz O'na el açtığımızda?

Ne güzel buyurmuş Rabbim; "Eğer kullarım sana Benden soracak olurlarsa, iyi bilsinler ki Ben çok yakınım: Bana dua edenin çağrısına hemen karşılık veririm. Öyleyse onlar da Bana karşılık versinler ve Bana tam güvensinler ki, hak yoluna yöneltilsinler.(Bakara 186)

Ne güzel öğütlemiş Resulullah (s.a.v) ; "Kızım fatima, Vallahi Allah'tan sana gelecek birşeye engel olamam."

Doğrusunu söylemiş Ebû Hanife (r. aleyh) ; "Dua eden bir kimsenin: Filanın hakkı için veya nebilerinin ve Rasullerinin hakkı için veya Beytu'l Haram ve Meş'ari'l-Haram hakkı için senden istiyorum demesi mekruhtur."



Şu da aklımızda kalması için bozulmuş din Hristiyanlık inancına bakalım.
Düşünelim ve onlara benzemeyelim ;
"Azizlere dua etmek, azizlerden yardım dilemek onlara tapmak değil, bilakis onların şefaatini dilemektir. Azizler arınmış olduklarından dolayı, Tanrı ile kul arasında arabulucu görevi görürler." -Katolik kilisesi şefaat inancı kitabından.



-Adnan Uzun

Yorumlar